Güneş enerjisinin artan payıyla birlikte 2030 yılına kadar doğalgaz talebinde yaşanması muhtemel düşüşü resmi hedeflerin de dahil olduğu senaryolar üzerinden değerlendiren çalışmalar, güneş enerjisiyle doğalgaz tasarrufundan ülke ekonomisine 5 ila 26,6 milyar dolar arasında katkı sağlanabileceğini gözler önüne seriyor.
GÜNDER’in yayımladığı “Güneş Enerjisi Yol Haritası” raporunda, güneş enerjisinden elektrik üretiminin herhangi bir ülkenin mülkiyetinde bulunmayan bir kaynak üzerine inşa edildiği belirtilerek, ülkenin güneş potansiyeli göz önüne alındığında güneşin arz güvenliği hedeflerine ulaşılması için “biçilmiş bir kaftan olduğu” vurgulandı.
Gelişen teknolojiyle birlikte daha yüksek oranda güneş enerjisinin enerji sepetine dahil edilmesinin Türkiye için de enerji arz güvenliğinin güçlendirilmesi anlamına geldiği belirtilen raporda, “Güneş enerjisinin artan payıyla birlikte 2030 yılına kadar doğalgaz talebinde yaşanması muhtemel düşüşü resmi hedeflerin de dahil olduğu senaryolar üzerinden değerlendiren çalışmalar 24,2 ile 46,3 milyar metreküp doğalgaz tasarrufunun Türkiye ekonomisine sağlayacağı katkı ise 5 ila 26,6 milyar dolar arasında hesaplanmaktadır.” ifadelerine yer verildi.
Raporda, dünyada yenilenebilir enerji yatırımlarında küresel düzeyde yaşanan artışların, enerji jeopolitiğini de değiştirdiğine dikkat çekilerek, bu dönüşümün bir yandan fosil kaynakların diğer taraftan da enerji makine ekipmanları ve hizmetlerinin dış ticaretini büyük oranda etkilediği kaydedildi.
“Özellikle fosil yakıt ithalatçısı olan ülkelerin yenilenebilir enerji yatırımları yoluyla enerji sepetindeki yerli kaynak payını artırmaları, iktisadi faydaların yanında ülkeleri enerji arz güvenliği konusunda daha avantajlı konuma getirecektir.” değerlendirmesinde bulunulan raporda, fosil yakıtlar ihracatçısı ülke ekonomilerinin ise bu dönüşümü iyi yönetmeleri durumunda daha kırılgan hale gelmeleri olası görüldüğü ifade edildi.