TBMM Başkanı ve AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, katıldığı bir televizyon programında soruları cevapladı. Yıldırım, İstanbul’un en önemli sıkıntısının toplu ulaşımdaki altyapı yetersizliği olduğunu söyledi.
TBMM Başkanı ve AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, toplu ulaşımın İstanbul trafiğindeki oranının yüzde 18 olduğunu söyleyerek hedeflerinin bu rakamı yüzde 48,5 olduğunu ifade etti. Yıldırım, kazanması halinde her İstanbullunun evinden çıktıktan sonra 750 metre sonra metro istasyonuna ulaşacağını söyledi.
İşte Yıldırım’ın açıklamalarından bazı satır başları:
“Mehmet Ali Bey (okul hayatı) hayranlıkla takip ettiğim hocamdı. Bana hep ‘sen mühendis ol’ derdi. Kafama bunu yerleştiren insan Mehmet Ali Bey hocamız oldu. 9 ay falan üniversitede asistanlık yaptım. Oradan tersaneye gidip çalışmaya başladık. Gemi Makina Mühendisiyim ben. Daha sonra askere gittim, askerliğimi yaptım. Askere gitmeden önce yüksek mühendislik lisans üstü eğitimimi tamamladım. Askere gittim Ağustos 1980’de 12 Eylül darbesi oldu. Askere gitmemden 1 ay sonra darbe oldu.
İSVEÇ’İN DÜZENLİ VE MUNTAZAM OLMASI BENİ RAHATSIZ ETTİ
İsveç’te işim bittiğinden bir gün önce hazırlıklarımı tamamladım yurda döndüm. Oralar cennet gibi.Sessiz, trafik sorunu yok,insanlar birbirine daha saygılı. Her yönüyle muntazam. Aşırı muntazam olması beni rahatsız etti. Hiç anormal bir şey yok. Ona alışmanız zaman alıyor. Gelince tam tersi oldu. Burada hiç yaşamamış gibi sinirimi bozmuştu. 1-2 ay kafamı evin duvarlarına vuruyordum, Türkiye’ye dönünce.
“MÜDÜR BEY EŞİME SÖYLEMİŞ: DERSLER BOŞ GEÇSİN AMA O GELMESİN…”
Biz Semiha hanımla akrabayız. Semiha Hanım’ın dedesinin babası ile ile benim dedemin babaları kardeş. Önceden tanışıyoruz. O öğretmen okuluna gitti, ben İstanbul’a geldim. Okullar bittikten sonra bir şeye karar verdik, aile olmaya karar verdik. Ben İTÜ’de öğrenciyim. O da Bakırköy Kirazlı Velikapı diye bir yer var. Orada öğretmen, ilkokul öğretmeni. Hasta oldu, çocuklarına çok düşkün. Dersler boş geçecek. ‘Ben gideyim’ dedim. Gittim, içeri bir girdim. Bir kargaşa, gürültü, birbirlerinin saçını başını yolanlar vs. Benim geldiğimi hiç farketmediler. Tahtaya vuruyorum, bağırıyorum, hiç oralı olmuyorlar. Birden önüme ilk gelen çocuğu tuttum havaya kaldırdım. Herkes suspus oldu. Bana bakıyorlar. Sonra bıraktım. Bir şeyler anlattım ama çocuklarda çıt yok, hiç tepki yok. Ders bitti, geldim. ‘Nasıl geçti’ diye sordu hanım, ‘Güzel geçti, hallettik’ dedim. Okula dönünce müdür bey demiş ki hanıma ‘O senin dersine gelen kimdi’. Semiha Hanım ‘eşim’ deyince, müdür bey ‘sen ona söyle, dersler boş geçsin ama gelmesin’…
“TORUNUMLA AVM’YE GİTTİK AMA DÜKKANLARA GİDEMEDİK”
Geniş bir aile, birbirine düşkün bir aile olacağını hiç hayal edemezdim. Torunum Bahar Sena bana dedi ki, ‘Dede şurada bir AVM var, bizim eve yakın bir yerde. Oraya gidelim kitap alalım, eğlenelim, gelelim’ diye. Kabul ettim. 3-4 yıl önce oluyor. Gittik, park ettik. Bakanlığım döneminde. İnsanlar bizi görünce ‘Ooo bakanım hoşgeldin’ diyorlar, sarılıyorlar. 100 metrede birçok insan geldi, kucaklaştık. Bir türlü dükkanlara gidemiyoruz. Bizim torun pek hoşnut değil. Bir şey diyemiyor bana. Gidip kendi aldı geldi. Gayet sakin döndü. Eve gelince annesi sormuş, o da demiş ki ‘Anne o bakanım diye sarılıyor, bu sarılıyor, ne kitapçıya gidebildik, ne filme gidebildik. Bir daha gitmem’ demiş.
“BANA GÖRE İDO’NUN EN BÜYÜK HİZMETİ 1999 DEPREMİNDE OLDU”
İstanbul Deniz Otobüslerinin kuruluşu Dalan dönemindeydi. Sözen döneminde pek bir şey yapılmamıştı. Geldiğimizde 9 tane deniz otobüsü var ama iyi durumda değiller. 7-8 tane iskelesi vardı. Esasında kapanmaya yüz tutmuş bir şirketti. Bir karar vermeniz gerekiyordu. Ya kapatacaktık ya da İstanbulluların rahatça kullanabileceği hale getirecektik. İkincisine karar verdik. Sağolsun Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da böyle bir karar verdi. 4,5 yıl görev yaptım. İDO kendi sınıfında dünyanın en büyüğü oldu. 29 gemiye ulaştı. 30’dan fazla iskele yapıldı. Bütün Marmara’nın kuzeyine, Avşa, Bandırma, Mudanya, Armutlu, Çınarcık hatta Gölcük’e, Avcılar’a, Şarköy’e seferler yaptık. Bana göre İDO’nun en büyük hizmetlerden biri 1999 depremidir. 99 depreminde ben Acıbadem’de oturuyorum. Depremden hemen sonra iletişim koptu. Ben hemen Bostancı’ya gittim. Şirket merkezinde baraka vardı. Açtım bütün gemilerle SSP telsizle irtibata geçtim. Bandırma, Mudanya, Esenköy, Çınarcık, Yalova, hatta Gölcük’ü. Arkadaşlara dedim ki, ‘Çıkın etrafı dolaşın 10 dakika içinde bana rapor edin. 10 dakika sonra beni aradılar. ‘Çınarcık, Yalova, Gölcük çok kötü’ dediler. Bir anons yaptım ‘Bütün gemiler doğru Gölcük, Yalova, Çınarcık’a gidecek. Buradan gün boyunca yaralıları taşıyacak’ dedim. Yenikapı’ya yüzlerce ambulans dizdim. Gemiler getiriyor oradan alınıyor, hastanelere getiriyorlar. Bir günde 2 bin 500 kişi taşıdık, hayata döndürdük.
Rahmetli Ecevit, bir açıklama yaptı, İDO’nun yaptığı büyük hizmeti biraz da methederek anlattı. Şöyle dedi, biz bu şirketi destekleyeceğiz dedi. O zaman en büyük sorunumuz yakıttı. Gittik fakat sonuç alamadık. Sonra ben geldim o iş kendinden çözüldü.
“TAYYİP BEY’E DURUMU ANLATTIM ‘TAM YETKİLİSİN’ DEDİ”
Ben gemi inşaat mühendisiyim. Gelince fotoğraf çektim ve hızlı plan yaptık. Sayın Başkanımıza anlattım meseleyi. O da ‘tamam, tam yetkilisin’ dedi. Hemen harekete geçtik. O gemilerin mevcutlarını yeniledik, yeni iskeleler açtık. Dünyada ilk 100-200 kişilik Adnan Menderes, Turgut Reis, Turgut Özal gibi feribotları getiren bendim. 40 mil hızla gidiyorlar, saatte 75 kilometre ile gidiyorlar. Önceden Bandırma’ya 6 saatte gidiliyordu feribotlarla 2 saatte gidilmeye başlandı. Müthiş bir taşımada farkı ortaya koydu. O eski şirketi hayriye vapurlarıyla saatler süren yolculuk, hızlı bir şekilde yapılır hale geldi. Bize devletin o günlerde, hatırlayın 5 Nisan kararları var, kur almış başını gitmiş, enflasyon var. Bizim risk primimiz devletin risk priminden daha düşüktü. Libor + 1.125’le borçlandık. Devlet libor + 2,5’la borçlandı. Büyükşehir belediye başkanının şahsi imzasıyla aldık. Kısa sürede ödedik ve muazzam bir konuma geldik.
“İSTANBUL BELEDİYE BAŞKANI OLURSAM BORCUMU ÖDEYEBİLİRİM”
11 yıldan fazla bakanlık yaptım. Türkiye’de Ulaştırma bakanlarının ömrü 8,5 aydır. Ömrümüz çalışmakla geçmiş. İnsanımıza hizmet etmekle geçmiş. İstanbul gibi bir şehir beni ben yapan şehir. 11 yaşındaki ortaokul öğrencisi Binali, Binali Yıldırım oldu. Buraya gelmişsem İstanbul’a borçluyum. İstanbul 2003 Kasım’da beni milletvekili seçti. Bakan oldum, TBMM Başkanı oldum. İstanbul beni seçti. Bir yola çıktım, İstanbullular destek verirse belediye başkanı olduğumda borcumu ödeme gibi yükümlülüğüm var.
“İSTANBUL TÜRKİYE’NİN KALBİ! HAPŞIRSA TÜRKİYE NEZLE OLUR”
Ben İstanbul’a borçlu olduğumu düşünüyorum. İstanbul’un meselelerini biliyorum. İstanbul deyince aklınıza ne geliyor? İstanbul’u nereye koyuyoruz? İstanbul bir devlet olsaydı AB’nin 13. büyük, dünyanın 41. büyük ülkesi olurdu.l İstanbul’un yıllık geliri 232 milyar dolar. Romanya, Macaristan, Bulgaristan’ın dahil olduğu 140 ülkeyi geride bırakıyor. Türkiye’nin milli gelirinin yüzde 33’ünü İstanbul tek başına sağlıyor. 72 milyar dolarlık ihracatla Türkiye ihracatının yüzde 44’ünü tek başına sağlıyor. Güney Afrika, Portekiz, Şili’nin ihracatından daha yüksek. 100 büyük sanayi kuruluşunun 42 tanesi İstanbul’da. 6 milyon 578 bin kişi,iş gücünün yüzde 20’sine tekabül ediyor. 40 milyon turistin 13,5 milyonu İstanbul’a geliyor. İstanbul hapşırsa Türkiye nezle olur.
“TRAFİĞİ YÜZDE YÜZ ÇÖZERİM DERSEM BANA KİMSE İNANMASIN”
İstanbul’daki trafik sorununu ben çözerim. 15 yılın geçmişime bakın. Yol yapmışız, hızlı internet getirmişiz, hava yolunu halkın yolu yapmışız, kazaları azaltmışız, yolları bölmüşüz insanları birleştirmişsiniz. İstanbul’a baktığınızda İstanbul Anadolu şehirleri ve dünya ile bağlantısında sorun yok. Sorun İstanbul’un içinde. Dünyanın en büyük havalimanından dünyanın 216 noktasına uçuş var. Atatürk’ten bir müddet sonra buraya geleceğiz. İstanbul’dan 56 havalimanına uçuş var. 3. Köprü, Avrasya Tüneli. İstanbul içinin trafiğinin çözülmesi mesele. Bunu ben çözerim. Trafik sorununu yüzde yüz ben çözerim dersem bana inanmasılar. Dünyanın 20 milyon nüfusu olan şehirde trafik sorunu yok demek, insanları yanıltmak demektir.
“İSTANBULLU EVDEN ÇIKTIĞINDA 750 METRE YÜRÜYEREK METROYA ULAŞCAK”
İstanbul’da en önemli sıkıntı toplu ulaşım altyapısının yetersizliği. Şu anda raylı sistemin payı artı otobüs, metrobüs yüzde 18. Bunlar yapıldığında hedefimiz yüzde 48,5. İstanbullu evinden çıktıktan 750 metre sonra vaadediyorum. İstanbullu metro istasyonuna ulaşacak. Ben bunu vaadediyorum.