Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 10 ilde yıkıma yol açan büyük deprem felaketi binlerce can kaybına neden oldu. 85 milyonun yüreği yandı, yaşanan acının tarifine kelimeler yetersiz kaldı. Ortaya çıkan tablo üzüntünün yanında öfkeyi de beraberinde getirdi. “Neden bu kadar kayıp verdik? Bu binaları kim yaptı, nasıl denetlendi?” soruları sorulmaya başladı. Sorulara yanıt veren uzmanlar “Kader değil ihmal” vurgusu yaptı. “Tek neden depremin şiddeti değil” diyen uzmanlar zeminden, malzemeye, uygulamadan denetime kadar birçok noktada hatalara dikkat çekti.
TEK NEDEN DEPREMİN BÜYÜKLÜĞÜ DEĞİL
– TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç: 12-15 milyon insanı etkileyen çok büyük bir afet yaşadık. Ancak biz gerekli hazırlıkları yapsaydık yıkım bu oranda olmayabilirdi. Yaşananların tek nedeni depremin büyüklüğü ve yıkıcılığı değil. Bir bina ayakta, yanındaki yıkılıyorsa buna kader denilemez. İnşaatların projelendirilmesi ve yapım süreçlerinde sorunlar var. Yeni binalar da yıkıldı. Bu yapılara iskân, yani kullanım izni verildi. Yerel yönetim ya da ilgili kurum bu izni verirken der ki; “Ben zeminden inşasına, çatıdaki son kiremite kadar kefilim, oturabilirsin.” Eğer bu belgeden sonra yurttaş kolon kesmediyse, uygunsuz tadilat yapmadıysa sorumluluk devletindir. Denetlemek de devletin görevidir. Bugüne kadar yapı inşa süreçleri müteahhit ve kâr odaklı ilerledi, yapı güvenliği ve kamu sağlığı ön planda olmadı. Bir örnek vermek gerekirse; bir şantiye şefi beş binadan sorumluydu, mevzuat buna izin verdi. Yürüyen bir inşaat düşünün, beş şantiye var ama bir yetkili. Betonun, demirin uygunluğuna bakması mümkün değil. Kâğıt üzerinde sorumlu var mı var. Aynı durum yapı denetim için de geçerli. Hatay ve Osmaniye’de yaptığım incelemelere göre yıkımın tek bir nedeni var diyemem. Tek başına malzeme ya da firmanın sorumsuzluğu değil neden. Birçok sorunun bir araya geldiği ihmaller zinciri söz konusu.
RİSKLİ YAPI NEREDE?
Gelelim eski yapılara… Ülke genelinde 6-6.5 milyon riskli yapı var deniliyor. Bunların nerede ve hangi koşulda olduğunu bilmiyoruz. 2011-2012 yıllarında ulusal deprem strateji eylem planı hazırlandı. 2023’te Türkiye’yi depreme hazır hale getirmek hedeflendi. Yıl 2023 ve manzara karşımızda… Kaynak yetersiz olabilir, tüm binalar yenilenmemiş olabilir ama biz riskli evlerin nerede ve hangi derece sorunlu olduğu biliyor olmalıydık. Maalesef bu yaşananlar önlem alınmazsa, İstanbul depreminde nelerle karşılaşacağımızı da gösteriyor.
MÜTEAHHİT BİNADAN SORUMLU
– TÜRKİYE Hazır Beton Birliği (THBB) Başkanı Yavuz Işık: Deprem kader değil, deprem değil binalar insanları öldürüyor. 1999 yılında çıkan deprem yönetmeliği ve yapı denetim kanunu milat oldu. Sonrasında gerekli revizyonlar da yapıldı. 10 ilimizde yıkılan binaları yüzde 90-95’i 2000 yılı öncesinde inşa edilenler. Ama yeni bina da var. Bir binada önce zemin etüdü ve raporu hazırlanır. Buna göre nasıl uygulama yapılacağı belirlenir, proje çizilir. İmar durumuna göre katı, tekniği tespit edilir. Daha sonra statik hesaplarla malzeme cinsi seçilir. Daha sonra projenin doğru uygulanıp uygulanmadığıdenetlenir, uygunsa yapı kullanım izni yani iskanı verilir. Yıkılan yeni binalar gösteriyor ki; zeminde sıkıntı olabilir, malzeme hatalı olabilir ya da proje uygulaması kâğıt üzerinde kalmıştır. Yapılması gereken numune alarak incelemek. Hem inşaat, hem ruhsat hem de denetleyenler mercek altına alınacak.Müteahhit yaptığı binadan sorumludur. İhmali olanlar hukuk önünde hesap verecek.
80 BİN TABUT BİNA
Beklenen İstanbul ve Ege depremi de unutulmamalı. Türkiye’nin elinde konut kalite envanteri yok. Bir an önce bu çalışma yapılmalı. İstanbul’da 70-80 bin tabut bina var. Ayakta durması bile mucize bunların. Bu evler boşaltılmalı ve yenilenmeli.