24 Kasım 2024 Pazar
Ana SayfaGündem HaberleriÇatı ve Binalarda Yalıtım Faturaları Yüzde 50 Düşüyor

Çatı ve Binalarda Yalıtım Faturaları Yüzde 50 Düşüyor

Çatı ve binalarda yapılan yalıtım, ısıtma ve soğutma giderlerini yüzde 50’ye kadar indiriyor…

Soğuk kış aylarında ısıtmaya giderleriyle kabaran faturaların yerini, yaz mevsimiyle birlikte klima gibi soğutuculara yapılan harcamalar alacak. ÇATIDER Yönetim Kurulu Başkanı Adil Baştanoğlu, her mevsim yüksek enerji tüketiminin tüketici bütçesinin yanı sıra ülke ekonomisi ve çevreyi de olumsuz etkilediğini vurgulayarak, enerji tasarrufu sağlamanın ekonomi, sağlık ve çevre açısından hayati öneme sahip olduğunu söyledi.

Faturaları yarıya indirmek mümkün
Baştanoğlu, çatı ve binada yalıtım ile faturalarda çok önemli düşüş sağlanabileceğini dile getirerek şöyle konuştu:
“Tadilat ve yalıtım uygulamaları enerji harcamalarında yüzde 50’ye varan tasarruf sağlıyor. En yüksek verim ve fayda elde etmek için doğru malzeme, sisteme uygun projelendirme ve uzman kişilerce uygulama gerekir. Son yıllardaki olumlu değişime rağmen hala Türkiye’deki yapı stoğunun önemli bölümünde yalıtıma ihtiyaç var. Yalıtımı olmayan çatılar, kat sayısıyla orantılı olarak ortalama yüzde 30 enerji israfına neden oluyor. Enerji israfı yüzde 50’ye kadar çıkabiliyor. Böylece tüketiciler hem kış, hem yaz aylarında yüksek faturaları ödemek zorunda kalıyor. Bu tabloyu yalıtımla tersine çevirmek mümkün. Binadaki yalıtım performansını en yüksek seviyeye çıkarmak için çatı yalıtımı ve tadilatı da yapılması şart. Binalarda en çok çatılardan enerji kaybedilir. Yalıtımsız çatılar, enerji tüketimini artırır.”

Yalıtımsız yapı sağlığı da olumsuz etkiler
Yalıtımsız yapılarda insan sağlığını olumsuz etkileyen faktörlerin de öne çıktığını hatırlatan Baştanoğlu, “Modern çatı ve yalıtım, tasarrufla birlikte su sızıntıları, rutubet, küf, kötü koku, romatizma, solunum yolu ve deri hastalıkları gibi sorunlara karşı da koruma sağlar. Yalıtım, hem yapının, hem de sakinlerinin sağlığını korur.”

2-3 yılda kendini amorti ediyor
Baştanoğlu yalıtım ve tadilat için yapılan harcamanın, sağlanan enerji tasarrufu sayesinde coğrafi konum ve yerleşim durumuna göre ortalama 2 ile 3 yıl içinde amorti edilebildiğini açıkladı. Yalıtım uygulamasının bölgelere ve farklı ihtiyaçlara göre değişkenlik gösterdiğini dile getiren Baştanoğlu şöyle konuştu:
“Yalıtım uygulamasında, yalıtım malzemesi, aksesuarlar, yan ürünler, bağlantı elemanları, emniyet tedbirleri, iskele, işçilik gibi giderler önemlidir. Yalıtım malzemesinin kalınlığının artırılması, malzeme fiyatı dışında diğer giderleri etkilemez. Yalıtım malzemesi kalınlık farkı parasal olarak tüm giderler içinde çok küçük bir oranda kalacağı için doğru kalınlıkta yalıtım malzemesi kullanmak gerekir. Son yıllarda birçok ilimizde iklim bölgelerine uygun olarak çatı eğimleri artırılmaya ve doğru çatı yalıtımı sistemleri uygulanmaya başlandı.”

AB standartlarını hedeflemeliyiz
Baştanoğlu, Avrupa Birliği’nin 2020 yılına kadar enerji tüketimini yüzde 20 azaltmayı, yenilenebilir enerji kullanımında yüzde 20 artışı ve zararlı sera gazı salımını en az yüzde 20 azaltmayı planladığını belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
“AB’de 2020 yılından itibaren tüm binaların ‘hemen hemen sıfır enerji (nearly zero-energy)’ esasına göre yapılması zorunluluğu getirilecek. Bu binalarda hem enerji tüketiminin en aza indirilmesi, hem de ihtiyaç duyulan enerjilerin yenilebilir enerji kaynaklarından sağlanması mümkün olacak. Türkiye’nin de binalardaki enerji tüketimini kısa dönemde metrekare başına yılda 80 kilovatsaat seviyesinin altına düşürmesi gerekiyor. Bu değerlere ulaşabilmek ancak çatı ve çatı sistemlerine önem verilmesi ile sağlanabilir.”

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Sizin İçin Seçtiklerimiz