Ebru Tamer ve Banu Hatipoğlu, mutfaklarda işlevselliğin ergonomi ile çözümlendiğini belirterek şu bilgileri veriyor:
“Mutfaklar fonksiyonellik kriteri açısından ilk sırada yer alan yaşam alanıdır. Kimi kullanıcılar mutfakla iç içe bir yaşam alanı kurgularken, kimileri mutfak işlerini hızlıca tamamlayıp evin diğer yaşam alanlarında bulunmayı tercih eder. Her iki kullanıcı tipi için de vazgeçilmez olan mutfak işlerini kolaylaştıracak düzenin varlığıdır. Bu unsurlar büyük oranda ideal mutfak yerleşimi, aydınlatma, aydınlatma ürünü seçimi ve renk tercihiyle şekillenir.“
Hem estetik hem fonksiyonel
Evde sosyalleşmenin odağı haline gelen mutfakları estetik kaygılardan ödün vermeden işlevlendirmenin mümkün olduğunu söyleyen Tamer ve Hatipoğlu, şunları kaydediyor: “Zaman, mekan ve enerjinin optimum kullanımı amaçlanarak tasarlanan mutfaklarda tasarım kurgusunun ‘çalışma üçgeni’ prensibiyle ele alınması kullanıcıya pek çok kolaylık sağlar. Daha kısa sürede daha fazla işin tamamlanması için insan, araç ve malzeme arasındaki en uygun ilişkinin kurgulanması, dolayısıyla daha kullanışlı ve konforlu bir mutfak tasarımı için mutfağın üç temel parçasının birbiriyle uyum içerisinde planlanması önemlidir. Bu üç parça yemek pişirme-servis alanlarında ocak, hazırlık alanında buzdolabı ve yıkama alanında evye ve bulaşık makinesinden oluşur. Bu üç alanın zaman tasarrufu ve pratiklik sağlaması amaçlanarak bir araya getirildiği tasarım, üçgen oluşturacak şekilde planlanmasıyla ortaya çıkar. Bu kural dahilinde tasarlanmış mutfaklar L ve U tipli olanlardır.“
Sağlık için doğru aydınlatma
Mutfaklarda aydınlatmanın da en az mutfak yerleşimi kadar önemli olduğunu ifade eden Tamer ve Hatipoğlu, “Evin diğer yaşam alanlarında tercih ettiğimiz gün ışığı renginin aksine mutfak mekanlarında beyaz ışık kullanımı karıştırma, doğrama, pişirme ve yemek kontrolü gibi eylemler açısından önemlidir. Loş, yetersiz ya da farklı renk ışık kullanımı yanılsamalara neden olabilir“ diyor.
Tamer ve Hatipoğlu, aydınlatma malzemelerinin seçiminin de önemli olduğunu kaydederek şunları belirtiyor: “Mutfak aletlerinin kullanımı nedeniyle sıcaklık seviyesinin yüksek olduğu mutfaklarda klasik ampul kullanımıyla sıcaklık daha da artabilir ve rahatsız edici boyutlara ulaşabilir. Özellikle küçük mutfaklarda bu durum daha hissedilir duruma gelebilir. Bununla birlikte ısınan ampuller mutfak mobilyalarında renk değişikliği yapabilir. Bu tür durumların önüne geçmek adına mutfak aydınlatmasında LED ampul kullanımı hem göz sağlığı, hem enerji tasarrufu hem de ısıl denge konularında avantaj sağlar.“
Mutfaklarda genel aydınlatma haricinde tezgah üstü spot uygulamalarının da iş yapma bakımından önemli olduğunu söyleyen Tamer ve Hatipoğlu, “Işığın tam olarak ulaşmadığı noktalar için kullanılan tezgah üstü spotlar kaybedilen ışığın geri kazandırılmasıyla ilgili akıllıca bir çözüm olabilir. Kullanılan aydınlatma rengi ve çeşidi kadar aydınlatma ürünü de temizlik ve estetik yaklaşımlar göz önünde bulundurulduğunda önem kazanır. Girinti çıkıntının çok olduğu, taşlı ve silinemeyen kumaş kaplı aydınlatma ürünleri erişilebilirlik ve dolayısıyla temizlik gibi konularda zorluk çıkarabilir. Bu nedenle mutfak aydınlatma ürünlerinde minimal ürünlerin tercihi kolaylık sağlar“ bilgisini veriyor.
Renk kullanımı sınırlandırılmamalı
Mutfak dekorasyonunun önemli bir parçası olan renk seçiminin duvar, zemin, mutfak dolapları ve tezgah seçimiyle şekillendiğini ifade eden Tamer ve Hatipoğlu, bu dört ana eleman üzerinden yapılan tercihlerin birbirleriyle uyum içerisinde olmasının arzu edilen atmosferi elde etmede önem taşıdığını belirtiyor.
Kahve tonlarının tercih edildiği mutfak dolaplarında, kahverenginin tonunu belirlemek ve diğer renkleri bu doğrultuda eşleştirmenin doğru olabileceğini söyleyen Tamer ve Hatipoğlu, “Örneğin içerisinde turuncu ağırlıklı kahverengiyi barındıran dolaplar için yeşil, kırmızı ağırlıklı dolaplar içinse mavi tonları dikkatlice seçilerek bir araya getirilebilir. Beyaz, bej, gri gibi açık renklerin de yine kahverengiyle kombinasyonu risksiz ve hoş bir ortam yaratmanızı sağlayabilir“ diyor.
Bütünüyle ferah ve aydınlık renklerin kullanımının mekanı ifadesizleştirebileceğine dikkat çeken Tamer ve Hatipoğlu, şu bilgileri aktarıyor: “Bu durumda kırmızı, sarı ve turuncu gibi canlı dekorasyon ürünleriyle mutfaklar renklendirilebilir. Aşırıya kaçmamak koşuluyla bölgesel olarak duvarlarda canlı renkler tercih edilebilir ve mutfağa dinamizm katılabilir. İyi organize edilmiş bir mutfak sahibi olmak estetik ve şık dokunuşlardan vazgeçmeyi gerektirmiyor. Öncelik sırasının belirlenmesinin ardından seçilen malzemeler ve ele alınacak tasarım detaylarıyla mutfaklarımızda hayal edilen atmosferi yakalamak mümkün.“