25 Kasım 2024 Pazartesi
Ana SayfaGündem Haberleri"Konutta tekrar talep patlaması yaşanacak"

“Konutta tekrar talep patlaması yaşanacak”

Türkiye’nin en yüksek potansiyel taşıyan 10 gayrimenkul pazarından biri olduğuna dikkati çeken İngiliz Homster’in CEO’su Olejnik, “Gayrimenkul ihtiyacı sonuna kadar ertelenemez, bazı süreçlerin sonunda talep patlaması yaşanacak” dedi.

İngiltere merkezli gayrimenkul teknoloji şirketi Homsters’in CEO’su Andrew Olejnik, Türkiye’nin en yüksek potansiyel taşıyan 10 küresel gayrimenkul pazarından biri olduğunu ve satışlardaki mevcut duraklamanın ardından pazarın yeniden hızlı bir yükselişe geçmesinin kaçınılmaz olduğunu söyledi.

Gelişmekte olan ülkelerde devalüasyonun ardından genel olarak bir talep daralması yaşandığını, ancak bu aşamayı her zaman bir “talep patlaması”nın izlediğini belirten Olejnik, pazarda iniş ve çıkışların normal karşılanması gerektiğini ve Türkiye’nin en yüksek potansiyel sunan pazarlardan biri olmayı sürdüreceğini ifade etti.

TÜİK verilerine göre, Ocak-Ağustos döneminde Türkiye genelindeki birinci el konut satışları geçen yıl aynı döneme göre yüzde 0.2 düşüşle 405 bin 856 adet olarak gerçekleşti.

Birinci el konut satışlarındaki düşüş son aylarda belirgin hale gelirken; haziran ayı özelinde yüzde 26, temmuz ayı özelinde yüzde 7, ağustos ayı özelinde ise yüzde 13 civarı geriledi.

Kazakistan, Rusya, Sırbistan ve Macaristan’da yatırımları bulunan Homsters, Türkiye’de Doğan Grubu ortaklığı ile hayata geçirdiği Hürriyet Emlak Projeland ile faaliyet gösteriyor.

“Almanya ve Avustralya’dan bile güçlü bir pazar”
Homsters olarak gayrimenkul piyasasının sunduğu büyük potansiyelin etkisiyle Türkiye’de yatırım kararı aldıklarını belirten Olejnik, “Dünyadaki bütün emlak piyasalarını karşılaştıracak matematiksel bir modellemeye sahibiz. Bu modelleme ortaya koyuyor ki, Türkiye dünyadaki en ilgi çekici 10 pazardan biri” dedi ve ekledi: “Türkiye, özellikle konut piyasasında gerçekleşen yıllık işlem sayısı bakımından dünyanın en büyük gayrimenkul pazarlarından birisi. Her yıl 1 milyonun üzerinde alım satım işlemi gerçekleşiyor. Bu da Türkiye’yi Almanya, Avustralya gibi güçlü pazarlardan bile daha büyük kılıyor.”

Her pazarda iniş ve çıkışlar yaşanabileceğini; özellikle gelişmekte olan ülke pazarlarındaki volatilitenin normal karşılanması gerektiğini belirten Olejnik, “Gelişmekte olan ülkelerde devalüasyon ile birlikte bir dizi davranış kalıbı gözlüyoruz. İlk olarak bir şok ve panikleme süreci ile insanlarda hiçbir şey satın almama eğilimi baş gösteriyor. Türkiye’de şu anda gördüğümüz şey de bu. Bu sürecin ardından insanlarda daha iyi analiz etme ve karşılaştırma yapma eğilimi gözlüyoruz. Üçüncü aşamada yaşanan şey ise satışlarda yeniden artış.” şeklinde konuştu.

Olejnik, “Yani önce ‘hiçbir şey satın almayacağım’ şeklindeki tutumda bir patlama. Sonra talepte yavaş bir artış ve en sonunda da talep patlaması. Şu anda Türkiye’de ilk aşamadayız. Ancak bu sonsuza kadar sürmeyecek. Türkiye’de de yeniden bir talep patlamasına doğru gidiş olacak. Çünkü gayrimenkul ihtiyacınızı sonsuza kadar erteleyemezsiniz. İnsanlar her şart altında hala evleniyor, boşanıyor ya da çocukları oluyor ve daha geniş evlere ihtiyaç duyuyor.” değerlendirmesini yaptı.

‘Alıcılı piyasa’ dönemi
Şu anda birçok kişi için satın alma davranışları açısından zor bir dönem olabileceğini ifade eden Olejnik, “Tabi ki karar verirken temkinli olmak gerekebilir. Ancak aynı zamanda çok ilginç bir dönem de. Çünkü firmalardan çok büyük indirimler elde edebildiğiniz ve “alıcı piyasası”nın hakim olduğu bir dönemdeyiz… Ayrıca hükümet programları uygulamaya geçiyor. Gayrimenkul sektörü için, mortgage için teşvikler hayata geçiriliyor. Bütün bunlar olumlu gelişmeler” diye konuştu.

Birçok konut geliştiricisinin fiyatlamalarda da “düzeltme”lere gittiğine dikkat çeken Olejnik, konut projelerinin bu süreçte daha gerçekçi ve şeffaf fiyatlarla piyasaya çıkıyor olmasını da alıcılar açısından bir avantaj olarak niteledi.

Bu dönemin kendileri için de büyük bir fırsat sunduğunu belirten Olejnik, “Çünkü konut alacaklar daha fazla araştırma, tavsiye ve yardıma ihtiyaç duyuyor. Konut geliştiriciler de projelerinin etkinliğini artırmanın, projelerini tükeci ile nasıl buluşturacağının yollarını arıyor. Bu süreçte bizimki gibi projeler çok etkili olabiliyor” dedi.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Sizin İçin Seçtiklerimiz