Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu: “Ülkemizin bir deprem bölgesi olduğu bilinciyle depremlere hazır olmamız gerekiyor”
Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 10 ilimizde büyük kayıplara neden olan 7.4 şiddetinde gerçekleşen depremle ilgili, “Bu deprem 17 Ağustos 1999 depreminden sonra ülkemizde meydana gelen en büyük deprem. Maalesef o büyüklükteki bir felaketi yeniden yaşıyoruz. Ülkemizin bir deprem bölgesi olduğu bilinciyle bu depremlere karşı hazırlıklarımızın tam olması gerekiyor” dedi.
Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD), merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi olan ve Hatay, Gaziantep, Malatya, Adana, Kilis, Diyarbakır, Şanlıurfa, Osmaniye, Adıyaman’da çok şiddetli bir şekilde hissedilen 7.4 şiddetindeki deprem nedeniyle bir açıklama yaptı. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet, yaralılara ise acil şifalar dileyen Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, “Deprem kuşağında yer alan ülkemizde meydana gelen depremler nedeniyle büyük acılar yaşadık, yaşamaya da devam ediyoruz… Bu son deprem, güvenli binalara sahip olmamızın hayati önem taşıdığını hepimize bir kez daha hatırlattı. Enkaz altında kalan vatandaşlarımıza en kısa sürede sağ salim ulaşılması en büyük temennimiz. Yaşanılan bu felaketin en az can kaybı ve hasarla atlatılmasını diliyoruz. Başta bölgedeki vatandaşlarımız olmak üzere tüm ülkemize geçmiş olsun” dedi.
Depremden etkilenen bölgedeki binalarda hasar tespitine öncelik verilerek hasarlı binalara girilmemesi gerektiği uyarısında bulunan Tayfun Küçükoğlu, şunları söyledi: “Bu deprem 17 Ağustos 1999 depreminden sonra ülkemizde meydana gelen en büyük deprem. Maalesef o büyüklükteki bir felaketi yeniden yaşıyoruz. Ülkemizin bir deprem bölgesi olduğu bilinciyle bu depremlere karşı hazırlıklarımızın tam olması gerekiyor. Depremler içinde bulunduğumuz coğrafyanın bir gerçeği, dolayısıyla depremin yıkıcı etkisini azaltmamız gerekiyor. Önemli olan deprem gerçeğine uyum sağlayabilmek, deprem riskiyle yaşamanın gereklerini yerine getirmektir.”